Nelere Kadirdir Bir Yemek
Gitmediğin, görmediğin, sahip çıkmadığın yer senin olabilir mi? Değerli bir ekiple Anadolu'yu dolaşmaya devam ediyorum.
Anadolu kültür mozaiğinin en önemli parçalarından biri, tarihin her döneminde önemli bir merkez olan Maraş’taydım. Gülten Akın’ın söylediği gibi “Adamın su gibi akanı”, Maraşlılarlaydım.
Kahramanmaraş ve çevresi bilinen hâliyle tarih öncesi dönemlerden günümüze binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Kahramanmaraş’ın zengin tarihi, kültürü ve mimarisinin yanı sıra yemek kültürü de ayrı bir özellik taşıyor. Şehrin merkezinde bulunan Kapalı Çarşı, Osmanlı kapalı çarşılarının en erken örneklerinden biri. Ortasındaki dua kubbesi ile dikkat çeken çarşı, etrafında yer alan diğer tarihi çarşılarla birlikte günümüze kadar gelmiş.
Bir şehri ne zaman adım adım yürümeye başladıysam o şehirle tanış olurum. Adım başı yöreye ait ürün ve zanaatini icra edenlerle karşılaşıyoruz. Maraş usulü geleneksel bıçaklar yapan, keçe ve deriden yöresel çarık yapan ustaları, Maraş İşi” olarak adlandırılan bilezikleri üreten kuyumcuları, bakırcıları, demircileri ve ahşap oymacıları ile burası yaşayan bir çarşı.
Kahramanmaraş’a özgü lezzetlerin başında gelen çörek ve baharat kokuları eşliğinde şehri adımlıyoruz. Maraş çöreğinin şehirdeki en iddialı yeri Tatsam Çörekleri Yılmaz ustadayız. Kapalı çarşı civarında yer alan fırınında yediğim, odun ateşinde pişirilen, yumuşacık Maraş çöreğinin tadı hala damağımda. Çöreğin en önemli özelliği; taş fırında pişmesi, Maraşlı marangoz ustaları tarafından gürgen ağacından yapılan yivli merdane ile açılması imiş. Özellikle Ramazan aylarında yöre insanı tarafından yoğun olarak yapılıp tüketilmekte. Saraçhane çarşısını gezerken Tarihi Saraçhane Fırınından aldığımız, çay eşliğinde yediğimiz Maraş peyniriyle yapılan bol fıstıklı, şekerli, tadına doyum olmaz cinsten lezzetli pideleri de anmadan geçemeyeceğim.
Kahramanmaraş denilince insanların aklına ilk olarak dondurmanın gelmesi, bu ürün ile şehrin özdeşleştiğini gösteriyor. Şehrin tanıtımında aslan payı Maraş dondurmasına ait diyebiliriz. Maraş dondurmasının tadını damakta bırakan bu yöredeki keçi sütü ve salebin benzersiz aroması ve tabii ki ustalık diyerek anlatıyor Mehmet Kanbur Mado çiftliğinde, Maraş lezzetleri ile bizi buluşturduğu kahvaltıda. Dededen toruna miras Maraş Dondurmasını büyük bir sabırla tüm dünyaya tanıtan Kanbur Ailesi, Kahramanmaraş’ın salebini de bir dünya markası yapmayı hedefliyor.
Kahramanmaraş mutfağında özel ve simgesel lezzet sumaktan bahsedelim biraz da. Sumak Maraş florasının doğal bitkisidir. Arazilerde kendiliğinden yetişen ürün, kurutulup öğütüldükten sonra hem baharat, hem de akıt olarak kullanılıyor. Üretim metodu ve farklı tüketim şekilleri bakımından özgün olan sumak ekşisi akıtı sumak meyvelerinin su ile özümsenmesi suretiyle hazırlanan posanın berraklaştırılması ve güneşte bırakılıp koyulaştırılması ile elde ediliyor.
Kahramanmaraş’a özgü, büyük kazanlarda pişirilip sazdan yapılmış çığlara serilip kurutularak yapılan Maraş tarhanası için yöre insanının vazgeçilmez gıdası da diyebiliriz. Kurumadan veya yarı kurumuş (firik) halinde, kurumuş halde çerez gibi yenerek, çorba şeklinde, sıcak olan et veya kelle suyuna ıslanarak, yağda kızartılarak, ıslanmış halde yağda soğanla kavrularak ve sıcak sac üzerinde gevretilerek değişik şekillerde tüketilmektedir. Haşiroğlu Tarhana şehrin en önemli üreticilerden.
Kahramanmaraş Lezzet Keşfi bana dondurmanın yanında Maraş’ın biberi, tarhanası, çöreği, salebi, fıstık ezmesi ve sumak ekşisi akıtının da tüm dünyaya tanıtılması gereken ürünler arasında olduğunu gösterdi. Tabi bunlarla da bitmiyor: Bertiz Kabarcık Üzümü, Koçovası Sarımsağı, Çağlayancerit Cevizi, Andırın Kirazı, Göksun Elması, Abbas İnciri, Maraş Zeytini, Sızma Zeytinyağı, Parmak Peyniri, Ravanda Şerbeti, Sarı Çeltik Pirinci, Urmu Dudu… değerli ürünler arasında..
Başkonuş Yaylası, birçok endemik bitkiyi bünyesinde barındıran ve göçmen kuşların uğrak yeri olan doğa harikası bir yayla. Kahramanmaraş’ın en gözde tabiat harikalarından birisi. Köknar, sedir, meşe ve ardıç ağaçlarından oluşan orman, rengarenk çiçekleri ve endemik bitkileriyle doğal yapısını korurken geyiklere ve kuşlara da ev sahipliği yapıyor. Sakinliğin ve huzurun paylaşıldığı güzel bir yer doğrusu.
Başkonuş Yaylası’nda yer alan işletmenin mimarı Serhan Erdoğanyılmaz ve ailesi bizi akşam yemeğinde ağırladılar. Maraş’ın Süreyya annesinin lezzetleri “Nelere kadirdir bir yemek” dizelerini aklımdan geçirdi. Zarafeti, el lezzeti, en çok da Maraş yemeklerini anlatırken gözlerindeki mutluluğu ile damağımızı şenlendiren geleneksel lezzetleri tanıma imkanını bulduk. Bastık ve bastık ile yapılan çullama benim için gecenin kahramanı idi.
Gezi boyunca yediğimiz Kahramanmaraş lezzetleri saymakla bitmiyor.
İçli Köfte, Mumbar Dolması, Eli Böğründe-Yanyana, Yoğurtlu Kebap, Yoğurtlu Köfte, Yavan Köfte, Maraş Dolması, Suluyağlı Köfte, Eşkili Köfte, İrişkik, Maraş Havuçlu Pilav, Ekşili Turşu, Maraş Paçası, Yavan Köfte, Ekşili Çorba, Tarhana Çorbası, Ekşili Aya Sulusu, Helise, Haşlama İçli Köfte, Ekşili Kabak Sulusu, Maraş Tava, Cimcik Tatlısı, Çullama, Keçi Sütüyle Yapılmış Yoğurt, Maraş Köftesi, Sömelek Köfte, Ciğerli Bulgur Pilavı, Tirşik Çorbası, Ravanda Şerbeti, Cevizli Kırma Tatlısı….
Yerel olmanın önemsendiği bu yüzyılda Kahramanmaraş Lezzet Keşfi ile bizi kültür ve eşsiz bir lezzet yolculuğuna çıkaran Kahramanmaraş Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Şahin Balcıoğlu’na, Başkan Yardımcısı Serdar Zabun’a, Yönetim Kurulu Üyesi Nazlı Ceylan Balduk Kurtul’a, katılımları ile Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal’a ve daha nice ismini sayamadığım şehirlerini anlatmak, tanıtmak için çalışan Kahramanmaraşlılara teşekkür ederim.
Kahramanmaraş, tarihiyle, doğal su kaynakları ve doğa güzellikleri ile, en çok da lezzetleri ile renkleniyor. Ve bu şahane şehir heyecanı ile sizleri davet ediyor.